1 Ağustos 2011 Pazartesi

Türk nakliyeci kartel karşısında ne yapılabilir

ABD taşıyor, Türk nakliyeci bakıyor

Türkiye’nin Avrupa ile denizyolunda gerçekleşen dış ticaretini ABD’li fon şirketi KKR’nin birkaç yıl önce satın aldığı UN Ro – Ro taşıyor"


UND Ro - Ro battıktan sonra anlaşıldı ki, bu iş o kadar kolay değil. Karşımızda doğrudan ABD var. Nasıl mı? Aslında biliyorsunuz. Fonun hisse yapısı ve ABD’nin dış politikaları gereği bu böyle…
Konuyu bu yaklaşımla boğmadan devam edelim.

Evet, sebep sadece o yaklaşım mı, uluslararası nakliye sektörünün kendisi de kendisine karşı değil miydi?

Sonunda birlik olundu, ancak hâlâ da izleri kaldı mı bilinmiyor.
Bilinen şu ki, UND Yönetim Kurulu seçiminde Başkan Engin Özmen, “ana hedefimiz uluslararası nakliyecinin kar etmesini sağlamaktır, bunun için çalışacağız. Ne gerekiyorsa onu yapacağız. Tabii ki, yeni pazarlar ve hatlar arayacağız” diyordu.

Özmen, daha sonraki basın toplantılarında; nakliyecinin ortak olacağı ikinci kez bir ro – ro hattı adımı için ise, “sürdürülebilir olacaksa neden olmasın, o da gündemimizde yer alacak” anlamında ifadelerde bulunmuştu.
Aldığımız duyumlara göre, UND bu projesi için gemi bulmak dahil tüm adımları ölçüyor. Ölçüyor da, evdeki hesap çarşıya uymuyor mu ne…

Gelelim bugüne. Peki, nasıl oluyor da nakliyeciye hem daha pahalı hizmet veren, hem de taşıdıkları mallar ve TIR’ları denizin ortasında kaç yıldır yanmasına karşın kayıplarını karşılayamayan bir şirket tek başına, kartel olmaya devam edebiliyor?
Bunun çok cevabı var. Ancak bizi de ilgilendiren cevabı, gerek sektörel medyadaki destek haberlerinden, gerekse ulusal medyadaki; Hürriyet muhabirlerinden Emek Kaplangil’in haberinden de anlaşılıyor.
Buyurun o haberi hep birlikte okuyalım ve düşünelim. Bunu okuyan bir nakliyecinin ikinci denemeye niyeti, cesareti, isteği kalır mı dersiniz?
Haberi aynen DENİZ TİCARET GAZETESİNDEN alındı yapıldı ama eksik bölümler varki onlarada açıklık getirmek gerektiğini düşündüm bu şirket önce neden kuruldu gayesi neydi bunlardan bahsetmeden konu açıklanmış olmaz Un ro ro nun kuruluş amacı yugoslavya savaşında nakliye araçlarının kara nakliyesinin sekteye uğraması ile devlet tarafından 2 gemi+un roro tarafından 2 gemi ile başlatılmak zorunda kalmışlar ama aradan gecen süre içersinde bu işe öncülük etmiş olan lider in öncülüğünde ve girişimleri gelişmiş nakliyecilerinde desteği ile şirket büyümüş devletin elinde olan trıeste-ist hattı ile devletin ro ro gemilerinin de özelleşmesi ile tekel haline gelmiş ama Türk toplumunun her zaman başına gelenler bu şirketi kurup bu hale getiren liderinde başına gelmiş başarıyı kıskananların lider kişinin rahatsızlığın fırsat bularak arkadan iş çevrilmiş şirketin satışını  istemişlerdir lider kişi de en yakınlarının bu ihaneti karşısında ne haliniz varsa görün diyerek satışına onay verilmiş nakliyeciler o zamanın parası ile ortaklık hisselerini iy para ile ellerinden çıkarmışlardır şark kafası zihniyeti ile nasıl olsa birleşir yeni bir şirket kurar nakliyemiz daha ucuza taşıtırız demişler ama kazın ayağını hiç öyle kolay olmadığını yaptıkları teşebbüslerde ortaya çıkmış her girişimleri karşılarında Amerikan firması olduğunu unutmuşlar her şeyden  önce bu şirketin nasıl kurulduğunu ve devletin devamı kişilerin bu şirket yıkılamıyacak şekilde örgütleyip kemikleştirdiğini görmemişler un ro ro nun  hangi haklara sahip olduklarını unutmuşlar işten anlayaman nasıl rekabet edeceklerini bilmeyen kişilerle her seferinde yola çıkılmış ve başarısız olunmuştur artık ne yapsalarda bu şirketle başedemezler yokmu başka bir yolu diye soracak olursanız elbette var ama şimdi değil zamanı geldiğinde Amerikalı ya uşaklık etmeyecek insanların önderliğinde yeni bir yol bulunulacaktır ama doğru adamlar ve doğru zamanda nakliyecilerin hiç bir ön şart koşmadan birbirlerinin kuyusunu kazmadan birlik olmaları ile çözülebilir.

23 Temmuz 2011 Cumartesi

erzurum kongresi ve bu günkü yaşananlar

  Bu yazıyı yazmadan önce daha önce öyle uzun uzun uzadıya yazı yazmayı sevmem ama son zamanlarda Türkiye topraklarında yaşannaları gördükçe vatanını ,milletini,Bayrağını seven bir vatandaş olarak geçmişte neler yaşanmış nasıl bu günkü yaşadığımız vatanı kurtarılmış aklımın aldığı kadar birilerine anlatmak yarın sen bir Türk vatandaşı olarak bana sorduklarında benimde bir katkım olsun vatanımızı korumak uğruna birşeyle yapmak istedim
     Osmanlıların son zamanında İngilizler,İtalyanlar,Fransızlar,Yunanlılar osmanlı imparatorluğuna ait toprakları paylaşmak için her koldan Türkiye topraklarını işgal ederken bu vatanın cocukları buna dur demek için girişimlerde bulunmak gereğini duymak zorunda kalan bu vatanın yetiştirdiği askerlerden Mustafa Kemal Atatürk bu gün 23 temmuz 1919 yılında Erzurumda aşağıdaki kararları aldılar
  1. Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür,parçalanamaz.
  2. Her türlü yabancı işgaline ve müdahalesine karşı millet hep birlikte direniş ve savunmaya geçecektir.
  3. İstanbul Hükümeti vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet milli kongre tarafından seçilecektir. Kongre toplanmamış ise, bu seçimi Temsilciler Kurulu yapacaktır.
  4. Kuva-yi Milliye'yi etkili, milli iradeyi hakim kılmak esastır.
  5. Azınlıklara siyasi hakimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozacak ayrıcalıklar verilemez.Ancak bu vatandaşların canları,malları ve ırzları her türlü saldırıdan korunacaktır.
  6. Manda ve himaye kabul olunamaz.
  7. Milli irade ve toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır.
  8. Mebuslar Meclisi'nin derhal toplanmasına ve hükümetin yaptığı işlerin milletçe kontrolüne çalışılacaktır.
  9. Sömürgecilik amacı taşımayan devletlerden teknik,sanayi ve ekonomik yardım kabul edilebilir.
        o gün alınan kararlara bakın bu gün ise vatanı bölmek isteyen azınlıklardan nufusü artışı ile belirli bir güc haline geldiklerini gören bir kısım insanlar vatanımız bölmek için her türlü kötülüğe dış güclerle işbirliğine giderek bu memleketi korumak için askerlik görevini ifa eden gencecik insanları kalleşce öldürmektedirler bu vatanın bağımsızlığı için savaşan askerlerimiz ve insanlarımız bu zamana kadar hiçbir ülkenin insanını kalleşçe öldürmemiştir bu memleketin ekmeğini yiyeceksin suyunu içeceksin ondan sonra ayni vatan içinde yaşadığın insanları sırtından bıcaklıyacaksın yok böyle insafsızlık ve hainlik yaptıklarınız gözünüzün önüne getirin ve haklı olup olmadığını düşünün bu hareketi hepsi yapıyormu hayır ama hiyanet içine sinmiş olanlardan bahsediyorum bu kısma her türlü insan girer ben yıllardır ayni topraklarda içinde yaşayan insanların ortak bir görüşte birleşerek çözüme kavuşturacaklarını inanmak istiyorum.