2 Mayıs 2022 Pazartesi

KÜÇÜKYALI-2022

 Günaydınlar değerli dostlarım

Nisan ayını nişanlılık geçirilen günlere benzetirim
Her ikisi de her türlü fırtınayı barındırır içinde
Bir gün bakmışsın günlük güneşlik
Ertesi gün rüzgar yağmur fırtına göz gözü görmez
Nişanlılık da öyle değil mi erkek sevdiği kızı tanımak ister
kız evi naz evi sıkı sıkı tembihler
Zannedersin boks maçına çıkacak kızları
yanına da muhakkak küçük kız kardeş veya erkek kardeşi kancalı iğne gibi takar peşine
akşama bir bir bütün olan biteni anlatacak
Erkek ister el ele gezmek alı al olmuş yanaklar ile
ilk sözcükler arkasından kaçamak bakışlar
gözlerin işine bakıp derinliklerinde kaybolmak ister derin iç çekişler içinde
kız biraz çekinir gibi olup uzak durunca
April 5 i fırtınası çıkar sanki
buz gibi rüzgar çıkar aniden
Nisan ayı mı nişan ayı mı anlamazsın
Yürüdükçe yeni açan çiçeklere bakarken içlerindeki fırtına diner
O masum sıcak bakışmalar başlar kız da tedirgin olmuştur
Tekrar aynı fırtına içine yakalanmamak için karşılık verir
Ele ele tutuşulur küçük bıcırığın müdahalesi de işe yaramaz
Nisan ayının bana hatırlattığı nişanlılık günlerinden kalan anılarım
Dün İstanbul da güzel güneşli bir gündü
Bostancı Küçükyalı arası sahildeki
Sakuya ağaçlarının bembeyaz ve kırmızıya çalan çiçekleri
Yeni nişanlı olduğumuz günlerimizi anımsattı
İkimizin de yaşı kemale erdi
Çoluk çocuk torunlar zamanın nasıl geçtiğini anlamadık
Bir arkadaşım paylaşmış uzun uzadıya
60 yaşında neler yapmamız gerektiğini
Biriktirdiğimiz parçacıkları ve birikimi yaşlılıkta harcama zamanı imiş
Kullanıp keyfini çıkarma zamanı imiş
Biz de biliyoruz öyle güzel yaşamayı
Bizim için söylenmemiş o laflar
Avrupalı Amerikalı veya Kanadalı için yazılıp söylenmiş
Bizim ülkemiz Ortadoğu ile Avrupa arasında sıkışmış kalmış
Kafalar ve zihniyet Ortadoğulu
Bir dilim ekmek bir hırka felsefesi ile doldurulan beyinleri yöneten dini tacirlerinden bizlere fırsatmı kalıyor
12 yıl önce emekli olduğum zaman küçük bir Avrupa turuna gidebilirdik
10 senelik vize aldığımız Amerika ya
2014 yılında 8 sene önce gittik
İyi ki gitmişiz bir daha çok zor
Son 10 yılda birikim de kalmadı bu enflasyonla bu fiyatlarla emekli maaş ile bırak ev almayı yaşam sürdürmek bile büyük başarı
12 milyon emekli varmış ülkemizde
emekli bir an önce ölsün maaşı evi barkı bize kalsın diyen hayırsız evlat gibi
devlet her yıl enflasyon karşısında emekliyi enflasyon altında ezdiriyor
emekli ne yapsın birikimleri varsa kullanıyor
İstanbul da ve büyükşehirler de yaşıyorsa ek iş peşinde yoksa hepten mahvolmuş
Kadere razı olup köşemize çekilip ölümü bekleyin diyor devletş idare edenler çok beklerler ben ve eşim fırsat vermeyiz
Mizaçımıza ve karakter yapısına uymaz
biz ikimizde isyankar asi bir ruha sahibiz
hayatla hep mücadele içinde olduk ve hep kazandık
bu günleri de atlatacağız diyoruz
öyle birileri gibi 2050 ve 2071 yıl zombiler gibi yaşamak gibi bir idealimiz yok
Bizim idealimiz ve yapmaya gayret ettiğimiz
tanrının yarattıkları güzellikleri görmek denizi doğayı gezmek çiçekleri koklamak böcekler ve kuşlarla sohbet etmek
Rabbim bize can’la cansu’yu vermiş onların canlarından birer sevgi tomurcukları sunmuş
Onlarla hayatın tadını çıkarmak var iken neden onlardan kendimizi soyutlayalım
torunlarımızla birlik de olmak duyguların en güzelini yaşamak
seversen seni de severler ve sevilirsin gülersen gülerler ve güldürürler
Bu gün mutluluğu deniz kenarında Sakuya ağaçları altında rastladık kendimiz den bir şeyler bulduk
Biz mutlu olduk sizlerin de küçük dokunuşlarla mutlu ve sağlıklı bir ömrü birlik de geçirmek için zamanlarınız olmasını isteriz
bizim düşüncemiz son nefesimize kadar el ele gönül gönüle birlik de yaşamı sağlıklı olarak paylaşmak
sevgiler saygılar sağlıklı yaşamlar dileriz tüm dostlarımıza ❣️🌹😍🍀💐🤗
Sefine & Necdet KONYA












JAPON BAHÇESİ-İSTANBUL

 Günaydın değerli dostlarım ve arkadaşlarım

bu gün size İstanbul'un güzel bir köşesini anlatmaya çalışacağım
İstanbul güzellikleri ve doğal yapısı ile dünyanın sayılı şehirlerinden ve asırlık geçmişi ile buram buram tarih kokan bu şehir
son elli yıldır hoyratça yeşilini dağını tepelerini derelerini yok etmemize yeşili griye çeviren beton bloklar arasından insanlığa inat hala bir taraflarından güzellikleri olduğunun farkına varıyoruz
işte onlardan biri Japon Bahçesi-İstanbul
Japonya’da 2003 yılının Türk yılı ilan edilmesi ile Shimonoseki kenti ile İstanbul’un kardeş şehir ilan edilmiş
İstanbul, Baltalimanı’nda bir Japon Bahçesi oluşturulmuş.
Japon bahçelerinde kullanılan bitkiler ve tasarımlar burada da İki ülke arasındaki kardeşliği temsil etmiş
giriş kapısı hem Japonya hem de Türkiye'de bulunan boğazlar düşünülerek tasarlanmıştır.
Doğal malzemeler kullanılarak yapılan bahçede Japon bahçelerinde tercih edilen bitkiler yer almaktadır.
Bahçede köprüler, şelaleler ve gölet ile Japonlara özgü bahçe tasarımı yansıtılmış.
5974 m2 bir alana sahip olup içinde 4850 ağaç ve bitki kullanılan bahçe görülmeye değer bir doğal güzellik sunuyor.
Bahçe aynı zamanda İstanbul boğazı manzarasına sahip.
kardeş şehirde Shimonoseki Boğazının bulunması sebebiyle
hem İstanbul boğazı hemde Shimonoseki Boğazından esinlenerek bahçe giriş kapısı yapılmış.
Başta yine Japonya’nın sembolüde olan Kiraz ağacı ve yine dört mevsim canlı kalan bitkilerin yer aldığı bu bahçeyi her mevsim gezebilirsiniz.
İstanbul’da yaşayan ve şehir hayatından biraz olsun uzaklaşmak isteyenler bu harika bahçeyi ziyaret edebilirler
japon bahçesinin konumu yeri hakkında biraz bilgi vermek istedim internet de bununla ilgili bir yazı yok
Öncelikle bahçe Balta limanı hastanesinin önünden Emirgana devam eden sahil yolu üzerinde
Bahçenin denize bakan ön cephesinden denizi arkamıza alırsak bahçenin sol yanından 2 nci köprüye çıkan çok işlek bir yol var bahçe yola pareleldir bahçe duvarının yanında 20 araçlık geçici park yeri vardır
Kalabalık günlerde aracı ile gelenlerin buna dikkat etmesi lazım
2 nci köprüden sahil yönü istikametine gelirken japon bahçesinin hemen karşısında sağ taraf dan girişi olan 30 araçlık bir otopark da mevcut..
Bu bahçenin en büyük özelliği Nisan ayı ortalarında açan Japonya da sakuya denilen kiraz ağaçlarının pembe çiçeklerinin olağan üstü güzelliğidir
Mayıs ayının ilk haftalarına kadar 15-30 günlük bir zaman içinde gezilmesi ayrıca bahçe içinde gölet ve diğer gezi alanları görmeye değer
biz gittik resimler çektik dostlarımıza ve gezmeyi sevenlere tavsiye edeceğimiz İstanbul’un gizli köşelerinden birini daha tanıtmak istedik selamlar saygılarımızla..
Necdet KONYA













GEÇMİŞİN RAMAZAN BAYRAMLARI

 RAMAZAN BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Bu gün bayram 1 nci günü kaç gündür bir şeyler yazayım diyorum göğsümün üstüne bir öküz oturmuş bir türlü kalkmıyor
o kadar ağır geldi başka blr şey düşünemiyorum
2 sene önce bir bayram mesajı paylaşmışım akide şekerleri diye okudukça alıyor beni geçmişe sürükleyip duruyor
Okuyanlar diyecek yine mi eskilerimi anlatacaksın
Bırak o günleri mazide kaldı diyenleri duyar gibiyim
Hadi soruyorum hepinize bu gün ile 50-60 yıl öncesini bir gözünüzün önüne getirin önce bu güne bakalım
Bayram namazına gidiyorum caminin etrafı çoluk çocuk kadın dolu ellerinde birer poşet köşe başlarını tutmuş nereli olduğunu bile bilmiyorum
Çingeneler, Suriye'liler, Afgan’lılar kaynıyor ortalık 85 bin cami var 200 binden fazla insan dileniyor ihtiyacı var mı bilemiyorsun
Öbür tarafta kutsal ramazan ayında mescidi Aksa’da müslümanlara yapılan zulüm
Kuzey ırak da bitmeyen blr kavgada hayatını kaybeden gencecik insanlar
Ukrayna da ne için ve kimler için olduğu belirsiz blr savaşın içinde ölen çocuklar, kadınlar ve yaşlılar
kendi çocukluğum aklıma geliyor bir gün önce rahmetli annem bayram temizliğini yapmış burmalı tatlısını hazırlamış yanında un helvası ve yaprak dolması
sadece bizde mi komşularımız bir yarış içinde un var yağ var fındıklı baklavalar su börekleri ve yaprak dolmaları her evde özenle hazırlanırdı eş dost akraba damatlar gelinler gelecek herkes hünerlerini ortaya döker bu bayram tesadüf mayıs ayına denk geldi mekanı cennet olsun helvacı dayım ve rahmetlı olan oğlu helvacı dursun o kadar güzel mayıs helvası yaparlar ki
Kulakda kulağa ünleri bütün Bulancak ve Giresun da, yayılmıştı helvacı lakapını bu ününden dolayı almışlardı
helva sattıkları bakkal dükkan ve üstü ev olan 2 katlı bina etrafını saran yüksek katlı apartmanlar içinde görüntü kirliliği yapıyormuş
Bulancak belediyesi tarafından yıkıldı tıpkı Rumlardan kalan tarihi iki katlı köşkler ve taş evler hepsi birer birer yıkılıp yerlerine birbirine paralel apartmanlar yapılması gibi
o güzelim bahçe içindeki evler yok olup gitti
bu konuyu defalarca yazdım sebepi
Bulancak doğduğum yer her gittiğimde geçmişin yok olduğunu görüyorum
o,güzellikler ancak anılarımda kalanları yazıyorum belki bir okuyan olur çocukluğumun bayram günlerine dönmek istiyorum bana ve kardeşlerime imkanları dahilinde alınan bayram giysileri
bayram sabahı giymek için gözümüze uyku girmezdi
sabah erkenden kalkar sevinçle yeni giysilerimizi giyer
elimizde birer torba annemin diktiği komşulara bayram ziyaretine giderdik
çoğu yerde elimize akide şekeri verselerde hali vakti yerinde olanlar para,çikolata ve lokum verirdi önce paralı evlere giderdik
kahramanlı hacı amcanın büyük evine ziyaret ederdik çünkü hacı amca bize para verirdi
sonra, fırıncı Ragıp dayılara Vehbi amcalara manifaturacı Raşit ve Melahat ablamızın evine giderdik tam bizim evin karşısında bahçe içinde kuyusu ve rengarenk gülleri olan iki katlı bir evdi
Karaibrahimgillerin iki katlı taş evleri , sinemacı Şemsi Emecanların eski Türk evleri onun karşısında helvacıgillerin ahşap evi yanında
rahmetli özdemir eniştemin bahçe içinde iki katlı evi onun karşısında eski ahşap ev sıçan İbrahim ve Ali Rıza, Sofu dayı, Katagiller, ayı Dursunlar, muhacir Abdullah, Kıroğuları malikanesi, totocu Ali, züccaciyeci Şinasi, eski PTT, Üstündağların fırını hamam ve Gümüş Ahmetin kahvesi
bu sadece etrafımızdaki bahçe içinde yakın komşularımızın evi hepsini tek tek dolaşırdık
benim çocukluğumda Bulancak da, evler çoğu bahçe içinde ve iki katlı idi tıpkı eski İstanbul resimlerini paylaşanların o günlerden kalan eski evler bahçe içinde köşkler adaların eski güzelliklerini özledikleri gibi
Hadi kıyas yapalım bakalım o günlerin bayramı mı bizim yaşadığımız çocukluğumuzun bayramları
Değişmeyen bir tek şey var ebediyete uğurladığımız anneler babalar sevdiğimiz insanlar hepsi değişmeyen mekanlarında yan yana yatmışlar
arife günü kardeşim videosunu çekmiş orada olmuş kadar hüzünle izledim bir şeyler yazamadım
hakikati karşımda görmek hepsine dualarla anmak ebedi yaşamlarında, nurlar içinde olsun diyebiliyorsam bu topraklarda özgürce bayrağımız dalgalanıp ezanlar okunuyor camiler de dualar okunup mezarlıklarınızı ziyaret edebiliyorsak
hayatları pahasına bu vatanı savunup bizlere yaşamamızı sağlayan Türkiye cumhuriyetini kuran Mustafa, Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına borçluyuz
minnet ve şükranla anıyorum nurlar içinde olsunlar ebedi yaşamlarında bu bayram ve her bayram onları dualarla anmaya devam edeceğim
Türk halkının kardeşlerimin dostlarımın ve sevdiklerimin
Ramazan bayramını kutlar sağlıklı yaşamlar dilerim.
Necdet KONYA..