4 Aralık 2014 Perşembe


MEMLEKET YANGIN YERİNE DÖNMÜŞ HER ŞEYİN ÇİVİSİ ÇIKMIŞ 

·         Sabah namazında İstanbul camilerinden birine namaza gidiyorsunuz. 
·         On kadar ihtiyardan başka cemaat yok. 
·         Öğle namazaında biraz artıyor rakam 30-40 kişi 
·         Akşam ve Yatsı namazı ondan farklı değil 
·         Cuma ezanı okunuyor. Müslümanların dükkânları, iş yerleri açık, harıl harıl ticaret yapılıyor.

·         Camlıca tepesine cami konduruyoruz tüm ihtişamı ile diğer camileri doldurduk orayı da ağzına kadar doldururuz artık.





·         Beşiktaş'ın Senegalli yıldızı Demba Ba, İslam ülkesi olmasına rağmen Türkiye'deki insanların neden camiye gitmediğine anlam veremediğini söyledi.


·         "İstanbul’da beni en çok şaşırtan olay; bu kadar fazla insanın olduğu yerde namaz vakitlerinde çok az kişinin camilere gitmesi. Ben Beykoz’da oturuyorum ve namaza çevremdeki camilere gidiyorum. İstanbul’un, Londra ve Paris’ten farkı, ezan okunduktan 5 dakika sonra, çok yakın bir yerde cami bulabiliyorsunuz. Bu beni gerçekten çok mutlu ediyor."





 Her gün niçin bu kadar ağaç katlediliyor?

Antalya-Alanya arasındaki sahil bandında çok sayıda yeni otel yapımına izin verilirken, çoğu otel de kapasite arttırımına gidiyor. Kentin golf merkezi olan Belek’te kapasite arttırımına giden bazı oteller ise yörenin karakteristik ağacı olan fıstık çamlarını keserek golf sahalarını genişletiyor. Yöre halkını kum fırtınalarından korumak amacıyla 1960’lı yıllarda dikilen fıstık çamlarının yasal olarak kesilmesi ise halkın tepkisini çekiyor




Okullardaki bonzainin önüne niçin geçilmiyor?

·        
·         Kemalist veya İslamcı feministler yasal seks köleliğine niçin karşı çıkmıyor?
·         İstanbul’un nüfusu patlayacak hale geldi ama niçin hâlâ on binlerce yeni büyük bina yapılıyor?
SİT alanları niçin yapılaşmaya açılıyor?







 Çin’de üretilmiş o zehirli, radyasyonlu ayakkabılar gümrüklerden nasıl geçmiş?

·       Ankara da o kadar boş alan varken neden Atatürk Orman çiftliği neden 1000 oda, niçin bin oda?
·       O Müslümanlar onu öve öve göklere çıkartıyor?
·        O rantçılar niçin bir türlü doymuyor?
·       O adamda yürek yok mu ki, koluna 250 bin liralık saat takıyor. Düşürse kaybolsa yüreğine inmez mi?
·        En garibi: O Müslümanlar birbirlerini niçin sevmiyor da düşmancasına çekişip tepişip duruyor?






·         Metro da ,Minibüsde,otobüsde .On sekiz yaşında kazık kadar genç oturmuş, yetmiş yaşında ihtiyar onun yanında ayakta seyahat ediyor
·         Gazetelere, tv’lere bakıyorsunuz, haberlerin yüzde yetmişi kötü.
·         Büyük gazeteler ve televizyonlarda ortalık toz pempe diziler gibi siyasi haberler gerçekler anlatatılmıyor.
·         Dünyanın sayılı tahıl ambarlarından olan Türkiye de Her gün çöpe beş milyon ekmek atılırken.nasıl oldu da yılda üç milyon ton buğday ithal eder hale düşürüldü.
·        İstanbul yollar yetmiyor  binlerce yeni binalar yapılıyor yüksek katlı iş merkezleri yapılıyor ama trafiği çıkacak araçların artmasından dolayı trafik gün geçtikçe felç oluyor  insanı deli ediyor.
·        PKK bazı yerlerde yol kesip kimlik kontrolleri yapıyor vergi toplamaya başlıyor.

·        Marketten yoğurt alıyorsunuz, yoğurda benziyor ama yoğurt değil.
·        tavuklar tavuğa benziyor ama sağlıklı mı oda şüpheli 
·         Dedikodu, gıybet, iftira, yalan, tecessüs kara bulutlarından göz gözü görmüyor.

       ORTALIK YANGIN YERİNE DÖNMÜŞ YANGIN SÖNDÜRÜCÜ KULLANACAKLARINA BENZİN BİDONU İLE GİDİYORLAR YANGININ ÜZERİNE...

NECDET KONYA



25 Ekim 2014 Cumartesi

nsyckonya28: NÜKLER SANTRALLER VE AKKUYU VE SİNOP NÜKLER SANTRA...

nsyckonya28: NÜKLER SANTRALLER VE AKKUYU VE SİNOP NÜKLER SANTRA...: Nükler santrallerin yapımı çalışması faydaları ve zararları hakkında basın da çıkan yazılar ve gelecek nesilleri ne gibi tehlikenin bekledi...

NÜKLER SANTRALLER VE AKKUYU VE SİNOP NÜKLER SANTRALLERİ NASIL ÇALIŞICAK FAYDALARI ZARARLARI

Nükler santrallerin yapımı çalışması faydaları ve zararları hakkında basın da çıkan yazılar ve gelecek nesilleri ne gibi tehlikenin beklediğini bilmeden deprem ülkesi olan Türkiye de kurulması ne derece doğru olacağı zaman içinde görülecektir benim şahsi görüşüm doğa daki var olan güneş enerjisi,rüzgar enerjisinden faydalanabilmek için ülkemiz uygun olduğu halde neden tercih edilmez pahalı bir yatırım olarak mı görülüyor nükler santraller daha mı ucuza mal oluyor yoksa nükler santral adı altın da nükler bomba mı yapmak bu durum daha tehlikeli gözüküyor.
 Bir diğer enerji üretimi ise mevcut barajlar büyütmek daha çok su enerjisinden faydalanabilmek su konusun da hayli fakir olan ülkemizde suni baraj gölleri yaratıp Karadeniz bölgesinin,doğunun yüksek kesimlerindeki biriken kar sularını değerlendirmek stok ederek su bölgeleri yaratmak daha iyi değil mi gelecekte suyun çok önemli olacağı bölgede  bu günkü savaşların kaynağının bu günden hazırlığımı acaba akan kanlar ve kardeş kavgaları ilerde lazım olacak su havzaları üzerine kuruluyor bunu da zaman içinde şahit olacağız.
Necdet KONYA 
Nükleer santral, yakıt olarak radyoaktif maddeleri kullanarak elektrik enerjisi üretilen tesise verilen isimdir. Radyoaktif maddeler kullanılmasından dolayı, daha fazla önlem alınması gerekmektedir. Nükleer enerji sayesinde, dünyanın yaklaşık %17 elektrik ihtiyacı karşılanmaktadır. Dünya çapında 400 civarında nükleer santral bulunmaktadır.
Nükleer santral nasıl çalışır?
Reaktörde, elde edilen ısı enerjisi suya aktarılır, su almış olduğu bu enerji sayesinde faz değiştirir ve kızgın buhar haline dönüşür. Elde edilen buhar, elektrik jeneratörüne bağlı olan buhar türbinine verilir.  Su buharı, türbin mili üzerinde bulunan türbin kanatları üzerinden geçerken daha önceden almış olduğu ısıl enerjiyi kullanarak, türbin milini döndürür. Bu mekanik dönme hareketi sonucunda alternatörlerde elektrik elde edilir. Jeneratörde oluşan elektrik ise, iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı alana gönderilir. Türbinden çıkan, ısıl enerjisi yani sahip olduğu basınç ve sıcaklığı düşmüş olan buhar, tekrar kullanılmak üzere kondenserde yoğuşturulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar reaktörün kalbine gönderilir. Yoğuşturucuda su buharının faz değişimini yapabilmek için çevrede bulunan deniz, göl gibi su kaynaklarını soğutucu olarak kullanır. Uranyum çıkartılması ve daha sonra zenginleştirilmesi sürecindeki rafine etme çalışmaları, çok büyük miktarlarda radyoaktif kirlenmeye neden olmaktadır.
Riskleri var mıdır?
Düzgün çalışmayan nükleer santraller, büyük sorunlara neden olabilirler. Çernobil felaketi buna en iyi örnektir. Bu felaket ile tonlarca atık radyoaktif parçacıklar atmosfere verilmiştir. Santraldeki füzyon tepkimeleri çok iyi kontrol edilmeyi gerektirir ve hata toleransları çok azdır. Hiçbir nükleer santralin tamamen güvenli olduğundan bahsedilemez, mutlaka uzman ekipler tarafından ve emniyet katsayısı yüksek tutularak üretim yapılmalıdır. Bizim gibi nükleer reaktör inşasında yeni olan ülkelerde, ciddi sorunların ortaya çıkması riskini arttırmaktadır. Ortaya çıkan radyoaktif atıkların, doğaya zarar vermeyecek şekilde taşınması ve gözetim altında uzun yıllar güvenle saklanması gerekmektedir.









Nükleer Santrallerin Çevreye Zararları

Nükleer Santrallerden çıkacak radyoaktif atıkların çevreye ulaşımı; rüzgârın ve yağmurun yardımıyla atmosferde taşınması birde denizlere, göllere ve toprağa karışımı şeklinde olur. Doğa olaylarıyla bitki örtüsüne ve sulara karışan radyo aktif maddelerin insan vücuduna ulaşımı kolaylaşmış olur.
‘Greenpeace: Enerji bakanı nükleer santral yapımıyla kumar oynuyor !’
Yazıda devamla: ‘Ancak bu felaketlere gözlerini kapatan Enerji Bakanı Taner Yıldız, tehlikeli olduğu kanıtlanmış teknolojilere yatırım yaparak, çevreyle ve Türkiye insanının kaderiyle kumar oynuyor.  Sinop’ta nükleer santral için Japonlarla müzakerelere devam ettiğini gururla ilan ediyor. Hükümet yaşanan felaketlerden ders almalı ve bir an önce temiz ve güvenli enerjilere yönelik bir politika geliştirmelidir’....Çin, Almanya ve İsviçre hükümetleri nükleer santral planlarını askıya aldıklarını ve yeniden düşüneceklerini açıkladılar. Şimdi Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın da acilen çıkıp nükleer santral planlarından vazgeçtiğini açıklaması gerekiyor’.
Önce şunu belirtelim: Türkiye, nükleer santral yapımı için herhangibir yatırım yapmıyor, para ayırmıyor. Yapılması planlanan santrallar ‘Yap İşlet modeliyle’ ilgili şirketlerce yapılacak ve  santralı yapan, işleten şirket ileride satacağı elektrikten santral harcamalarını da finanse edecektir. Öte yandan, Greenpeace enerji bakanına yönelik böyle bir açıklamayla Türkiye’de nükleer santral yapımını önleyebileceğini mi düşünüyor? Bu, ‘olmayacak duaya amin demek değil de nedir? Greenpeace Akkuyu projesiyle ilgili Rusya ile yapılan sözleşmenin, hemen sonra 2010 yılında TBMM’inin onayından geçerek yasalaştığını acaba bilmiyor mu? Greenpeace bu anlaşma yasalaşmadan önce  sakıncalı gördüğü bu projeyi  neden demokratik yollarla önlemeye çalışmadı da şimdi iş işten geçtikten sonra, nükleer santral yapımı sanki Enerji Bakanının kişisel bir yaptırımı imiş gibi ondan bu teknolojiden vaz geçmesini ileri sürerek popülizme başvuruyor?  

Bu da ülkemizin gelişmesi açısında çok önemli bir durumdur. Dikkat edilirse yukarda belirttiğim felaketler den birincisinin sebebi çok eski bir teknoloji kurulmasına rağmen nükleer santralle ilgili bir sıkıntı yok burada bilinçsizce yapılmış olan güvenlik ihmalidir. Bu eski teknoloji ile halen Avrupa, Amerika vb. yerlerde çalışan nükleer santraller var. ikinci durumda olan felaketten bahsedelim bunun da sebebi 9 şiddetinde ki deprem ve tsunami felaketi. Merak etmeyin zaten böyle bir şey ülkemizde olursa nükleer sızıntı olmasına gerek yok çünkü ülkemizin bu konuda ki hazırlığı ve yapılan yapıların ne durumda olduğunu hepimiz biliyoruz. Halen acısını unutmadığımız İstanbul depremi bunun en büyük örneğidir.
Diğer bir durum ise dış güçlere karşı elimizde bulunan bir silah olacak. Bunun ne demek olduğunu merak edenler için bir örnek ile açıklayalım. İran ülkesini ele alalım bilindiği üzere gerek Avrupa ülkeleri gerek Amerika nın bu ülke ile olan derdini hepimiz biliyoruz. Bunların İranı haritadan silmek istediğini de biliyoruz malum büyük Ortadoğu projesi. Bu ülkelerin İranı silememelerinin tek sebebi İran ülkesinin elinde bulunan nükleer güç. Yarın öbür gün İranın başına gelen durumun bizim başımıza gelmeyeceği ne malum. Onun için bir daha düşünmek gerekiyor bu durumu.
Keşke ile başlayan cümleleri insanın yarım kalmış umutlarına hitap eder. Bende keşke diyorum keşke bu tür durumlar olmasaydı da biz de güzel ve temiz bir dünyada yaşayabilseydik.
Yazan: Fatih ÇAÇAN – Enerji Sistemleri Mühendisi / Enerji Gazetesi

2 Eylül 2014 Salı

HOUSTON-TEXAS-USA SEYAHATİ

Houston-Texas-USA Yolcuğumuzun başlamasına 13 saat kaldı artık geri sayım başladı yeni yerler görmek yeni insanlar tanımak şimdiden heyacan bastı beni ve eşimi inşallah herhangi bir sorun yaşamadan gidip gelmek nasip olur tabi yeni yerler yeni resimler yeni hikaye ve anılar derlemeler demektir paylaşım demektir,nsyckonya28.blogspot.com-
necdet.konya/facebook.com-
nkonya28/twıtter.com-
nkonya@gmail.com
nkonya2834 instigram
nkouya28@hotmail.com
nscckonya28@yahoo.com
nkonya28/lınkedin.com
adresimlerimden paylaşımlarıma devam edeceğim
Tüm dostlarım hoşçakalın derken hepimize mutlu yarınlar dilerim..















5 Ağustos 2014 Salı

nsyckonya28: SAVAŞTAN BETER 4 HASTALIK, SADECE 4 MÜ?Ölümler Pat...

nsyckonya28: SAVAŞTAN BETER 4 HASTALIK, SADECE 4 MÜ?Ölümler Pat...: Ahmet Maranki Blog Sayfası 1 Türkiyede Ölümler Patlayacak!

UN RO RO GEMİLERİNİN SATIŞI VE REKABETİ




UN RO RO AVRUPANIN 2 NCİ BÜYÜK RO RO FİLOSU ABD FİNANS KURULUŞU KKR TARAFINDAN ACTERA GROUP VE ESAS HOLDING'E SATILDI 






 
1 Ağustos 2011 Tarihinde KKR ye satışı yapıldıktan  2 yıl sonra yazdığım yazıda aynen şu ifadeleri kullanmıştım ABD taşıyor Türk nakliyeciler bakıyor Türk nakliyeciler Kartel karşısında ne yapabilir Türkiye'nin Avrupa ile Denizyolunda gerçekleşen dış ticaretini ABD li fon şirketinin satın aldığı UN RO RO taşıyor demiştim.

1994 yılında 40 nakliyeci ile kurulan bu şirket zamanla büyümüş bir dev haline geldikten sonra altın yumurtlayan tavuğu Uluslararası nakliye yapan şirketler daha fazla araç almak uğruna kendilerine teklif edilen paranın cazibesine kapılarak hisselerini KKR'ye satmışlardı.
DEĞIŞEN BIR DURUM OLMADIĞINI AŞAĞIDAKI ALAN ŞIRKETLERIN ÇALIŞMA YÖNTEMLERINI VE ÇALIŞMA ALANLARINI GÖRDÜK DEN SONRA ASLINDA HIÇ BIR ŞEYIN DEĞIŞMEDIĞINI ZAMAN IÇIN DE GÖRECEKSINIZ SADECE ABD FINANS KURULUŞU YERINE TÜRK FINANS VE YATIRIM KURUMLARININ IŞLETMESINE DEVREDILECEK TAŞIMA YAPAN NAKLIYE ŞIRKETLERI YINE AYNI SIKINTILARI ÇEKECEKLER.



ACTERA GROUP




Actera Group, 1.6 milyar ABD$’ını aşan sermaye bazı ile Türkiye’deki yatırımlara odaklanmış en büyük özel sermaye fonu yönetim şirketidir.

Actera fonlarının yatırımcıları, Kuzey Amerika, Avrupa, Uzakdoğu ve Ortadoğu merkezli emeklilik fonları, kalkınma bankaları ve devlet yatırım kurumları da dahil olmak üzere, dünyanın önde gelen kurumsal yatırımcılardır. Actera, fonlarındaki yatırımcıların finansal güçlerini ve global imkanlarını yatırım yaptığı şirketlere değer katmak amacıyla harekete geçirebilmektedir.

Actera, özel sermaye yatırımları ve ilişkili alanlarda tecrübe sahibi, Türkiye’de iş yapma tecrübesini uluslararası en iyi uygulamalar ile birleştiren 16 kişilik bir ekip tarafından yönetilmektedir. Yönetim ekibinin liderliğini İsak Antika ve Murat Çavuşoğlu yapmaktadır.

Yatırımlarındaki Türkiye odaklı stratejisi, finansal gücü ve tecrübeli yerel yönetim ekibi ile Actera Türk şirketlerinde değer yaratma konusunda ayrıcalıklı bir konuma sahiptir.

Actera’nın faaliyetlerinin temelini güçlü bir ortaklık kültürü oluşturmaktadır. Girişimciler, şirket ortakları ve yönetim takımları ile uzun vadeli ve karşılıklı fayda sağlayan ortaklıklar tesis etmenin ve sürdürmenin değerine inanıyoruz. Bir iş kolunda sadece bir şirket ve yönetim takımına yatırım yapar ve tüm kaynaklarımızı ortaklarımızla oluşturduğumuz iş planını en iyi şekilde uygulamaya veririz. Ortaklığa getirdiğimiz finansal güç, bilgi birikimi ve tecrübenin yanı sıra, Türkiye’ye yönelik uzun vadeli ve kalıcı yatırım stratejimiz ve hızlı karar verebilme yetimizle Türk girişimcileri, şirket ortakları ve yönetim takımları için iyi bir ortak olduğumuza inanıyoruz.



ESAS HOLDING


Birinci ve ikinci kuşak Sabancı ailesi üyeleri tarafından 2000 yılında kurulan -. Sayın Şevket Sabancı'nın kadar Türkiye-yükselmiş olarak en kabul ve etkili isimlerinden biri, Esas Türkiye'nin önde gelen yatırım şirketi yurtdışında da ağırlıklı olarak Türkiye'deki yatırımlara odaklanmış ama ile onun Türkiye'de sadece organize ve en büyük aile ofisi olarak piyasada pozisyon, Esas direkt Private Equity-tip yatırımlara odaklanır. ESAS 'diğer etkinlikler de Varlık Yönetimi ve Gayrimenkul bulunmaktadır. Esas yatırımlar 5 ana sanayi bir dizi kapsar: 
Havacılık
Perakende ve Eğlence
Sağlık
Gıda
Emlak 
Apart çekirdek sektörlerde, Esas aynı zamanda eşsiz know-how ve deneyimi ile değer yaratmak için bir potansiyele sahip, farklı sektörlerde, izlemekte. ESAS özkaynak Sabancı ismi ve iş dünyasının sağlam ilişkiler ile birleştiğinde güçlü bir yönetim ekibi ESAS yatırım fırsatlarını kaynak sağlar gelişimini bir hissedar olarak Esas derin endüstri uzmanlığı ve portföy şirketlerinin desteklenmesi için yerel piyasa deneyimini birleştirir '. Biz rehber ve getirerek onların potansiyellerini ulaşmada portföyümüzü destek: 
Önemli endüstri bilgisi
Güçlü finansal yetenekleri
Saygınlık
Iş ağı ve sektör istihbarat
bizim yatırım yaklaşımının kalbinde, biz sürdürülebilir değer yaratmaya bir vurgu var. Türk ve uluslararası iş peyzaj deneyimi 200 yılı aşkın birleştirmek Yönetim ve icra memurları, Kurulumuz, yönetişim ve operasyonel know-how yüksek standartlarını uygulamak yoluyla yüksek getiri sağlamak için yeteneğine sahiptir.




EKOL VE ORTAĞI İNVEST AD,
 HAYDARPAŞA-TRIESTE RO RO HATTI





EKOL VE ORTAĞI İNVEST AD, HAYDARPAŞA-TRIESTE RO RO 
Ekol Lojistik ve Ekol Lojistik'in yüzde 38 ortağı Abu Dabi merkezli İnvest AD, Lüksemburg bandralı HATCHE, PAQIZE ve QEZBAN isimli Ro-Ro gemilerini  Haydarpaşa-Trieste arasında halen seferlerine devam eden firma ile yaşanacak Türk firmalar arası rekabet zaman içinde Hava taşımacılığında PEGASUS taşımacılığın getirdiği promosyonlu ve düşük ücretle yolcu taşımacılığında THY gibi bir dev karşısısında tutunması dar ve orta gelirli insanların bile zamanla hava taşımacılığını tercih etmelerini sağlanmıştır benim temennim her iki şirketin de Uluslararası nakliyecilere kolaylık sağlamalarıdır.

Sonuç olarak  Un ro ro bünyesinde çalışan tüm personelinin KKR döneminde yaşadıkları sıkıntıları yaşamamalarını yine KKR dönemindeki yönetimde görev alan üst yönetim kadrosunun şirketi devir aldıktan sonra ileriye dönük yaptıkları tüm planlama ve açılan hatlarda Deniz taşımacılığını iyi bilmedikleri bilen tecrübeli personelin uyarılarını dikkate almadan  yapılan girişimlerinde başarısız olmuşlardır.
Yine temenni ve dileğim odur ki yeni alan Türk şirketinin geriye dönük yapılan çalışmaları kontrol ederek aynı hataya düşmeden iyi bir çalışma ile başarılı olmaları Nakliyecilere kolaylık,memlekete hayırlı kazançlar,çalışanlarına iyi bir çalışma ortamı ile iş ahengi ve yapılacak doğru  yatırımlar ile şirketi daha da büyütmelerini dilerim.

Necdet KONYA

27 Mayıs 2014 Salı

Tarih Sandığı: Kronolojik Dünya Tarihi

Tarih Sandığı: Kronolojik Dünya Tarihi: M.Ö. 4004  : Amerikalı Teolog James Ussher'in 1650 senesinde yayınlanan ve en tanınan eseri olan "Annales veteris testamenti...

4 Mayıs 2014 Pazar

50.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'






İstanbul - İstanbul etabını Britanyalı sporcu Mark Cavendish kazandı

04/05/2014
50.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun 121 kilometrelik İstanbul - İstanbul Etabını Omega Pharma-Quick Step Takımından Mark Cavendısh Kazandı.
Genel Ferdi Klasmanda Birinciliği Orıca Greenedge Takımından Adam Yates Kazandı Ve Turkuaz Mayo’nun Sahibi Oldu
Kırmızı Mayo De Maar Marc’ın, Yeşil Mayo Mark Cavendısh’in, Beyaz Mayo’da Pozzo Mattıa’nın Oldu
50.Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Tur’unun 121 kilometrelik İstanbul - İstanbul etabını Omega Pharma-Quick Step Takımı’nın Britanya’lı sporcusu Mark Cavendish 2 saat 35 dakika ile kazandı. İkinciliği Cannondale Takımı’nın İtalyan Sporcusu Elia Viviani, üçüncülüğü de Astana Takımı’nın İtalyan sporcusu Andrea Guardini tekerlek farkı ile elde etti.