15 Aralık 2013 Pazar

3 KÖPRÜ,BOĞAZ,ORMAN VE DOĞA ARALIK 2013




     Bu günkü İstanbul gezimizi Anadolu Kavağına gidelim epey zamandır gitmediğimiz için neler değişmiş diye merak ediyordum,  Anadolu Kavağındaki Yoroz kalesine vardığımızda 3 ncü Köprünün ayaklarının yükselmeye başladığını gördük resimler çektik.3 köprü bittiğinde Karadeniz den Boğaza girişi tarafından bakıldığında sanki San Fransisko Köprüsünü andıracak gibi veya Portekiz başkenti Lizbon 'a girişteki Asma Köprüyü andıracak çok güzel bir görüntü oluşturacak,görüntü açısından çok güzel bir eser olacak olan ve trafik akışının İstanbul ' bindirdiği yoğunluğu bir nebze olsun hafifletecektir.Benim 3 Köprünün yapılmasına karşı değilim karşı olduğum yönler;köprünün geçiş Güzegahları üzerinde binlerce Ağaç ve Orman dokusunun yok olması bu köprüden geçen her araç ın ekzos larından doğaya saldıkları ağır kurşun metali ve karbon dıoksit malasef orman ağaçlarını,hayvanları zehirleyecek tabiatın dengesi bozulacakdır.
      Diğer bir konu Cumhuriyetin kuruluş tarihinden bu tarihe kadar boğazın her iki yönünde Anadolu ve Rumeli tarafında boğazları kontrol altında tutmak (her ne kadar Mondros antlaşmalarına uymasa da) ikmal ve destek birlikleri denetimine verilen arazi parçalarını Askeri birliklerimiz Ağaçlandırarak orman örtüsünün büyümesine katkıda bulunmuştur 30 senedir bu bölgenin her karesini gezdim Askeri birliklerin denetimin dışında olan Hazine arazilerinin meşru ve gayrimeşru yollardan nasıl talan edilip düzensiz yapılaşma ve gecekondular kondurup süreç içinde zamanla gecekonduları çok katlı binalara ve yerel belediyelerin oy istismarlığından yapılaşmaya göz yummaları yüzünden orman örtüsü bozulmuştur.
    İki sene önce bazı yazılarım da arkadaş toplantılarında 3 köprü nün yerinin buralar da olacağı söylentisi yayıldığını da bu bölgelerin Askeri denetimin azalacağını söylemiştim ne yazık ki bu gün gözlerimle bir uygulama başlangıcını görünce düşüncelerimin doğru olduğunu gördüm,iki sene önce yoroz kalesinden boğaz yönüne Askeriye tarafına giden yol 500 metre sonrasında bir gözetleme ve kontrol noktası ile kapatılmışken bu kontrol noktası ortadan kalkmış artık boğaz girişine doğru giden yol ve yeşil alan da ki koruma kalkmış gözüküyor korkarım ki zamanlama bu alanların rant cıların ve gayri meşru kişilerin elinde yerleşime açılması ormanın diğer geri kalan kısımlarına da sirayet ederek İstanbul'un ve Kuzey Marmara nın İklim dengesini,Ekolojik değerlerini,Su Havzalarını yok edecektir tıpkı Elmalı Barajı nın bu günkü durumu gibi bir zehir çukuruna dönüşecektir.
    Sonuç olarak belki ben çok evham lı yım ve gelecek nesilleri evlatlarımız düşünerek duygusal yorumlar yapıyorum belki mevcut Hükümet ler benim düşündüğümün dışın da gerekli tedbirleri alıp doğaya zarar vermeyecek şekilde planlar yapıp çarpık yapılaşmayı ve suistimali önleyecekler,Doğayı ve Ekoloji değerleri koruyacaklardır temennim böyle olmasıdır.   

NECDET KONYA

































11 Aralık 2013 Çarşamba

DENİZ KADIN VE FIRTINA



TÜM DENİZCİLERE BU FIRTANALI HAVADA MECBUREN DENİZDE OLANLARA ALLAHTAN SELAMET DİLERİM
TÜM GEMİ SAHİPLERİNE MADDİYAT DAN ÖNCE MANEVİYAT DÜŞÜNMELERİNİ GÖZ GÖZE ÇALIŞANLARINI FIRTINALI HAVALARDA MECBUR OLMADIKÇA DENİZE ÇIKMALARINA SEBEP OLMAMALARINI.
TÜM GEMİ KAPTANLARINA HER NE KADAR YÜK TAŞIDIĞIN KADAR SANA EMANET EDİLMİŞ CAN TAŞIDIĞINI UNUTMA..



Deniz ve kadın ikiside birbirine ne kadar benzer
Denizde Kadının da masum yüzüne baktıkça seni cezbeder
Sevgi ile sarar kucaklar seni sımsıkı kapılır gidersin bir anda
Zannedersinki hep asude pupa yelken gideceğim bu ummanda
Birden hafif bir rüzgarla başlayan insanın içini ısıtan hareketlenme
Aniden sertleşir fırtına olur kabarır içine düştüğün dalgalar
Seni sevgi ile kucaklayan o kollar artık seni sıkmaya başlar
Fırtanalar kopar içinde şimşekler çakar gözlerinde dolu olur
Bora olur dev dalgalara dönüşür artık ne duygu kalmıştır ne sevgi
Bir an önce sığınabileceğin bir liman ararsın ana kucağı gibi.,
Ana yüreği dayanamaz seni bağrına basar kucaklar
Unutulur yaşananlar sevgiler,fırtınalar,boralar,dalgalar
Yeni bir serüvene başlayana kadar hiç yaşanmamış gibi...

NECDET KONYA
















29 Kasım 2013 Cuma



Türkiye miz cennet gibi dir her köşesi ayrı güzel olmasına rağmen İstanbul bu cennetin en nadide parçasıdır İstanbul da trafik var doğru stres var doğru çoğu yeri ni taştan harabelere çevirmişiz yeşillikleri yok ediyoruz o da doğru ama burası Türkiye nin en çok iş alanı olan yeri en çok tarihi eseri olan başta camileri sarayları Beyoğlu su,Taksimi,Mısırçarşısı,Kapalıçarşısı,Topkapı,sarayı,Kadıköy,Bakırköy,Beşiktaşı,Etileri,Bebeği,
Floryası,Fenerbahçesi,Galatasarayı,Sarıyeri,Beykozu,Aşiyanı,Kandillisi,Kuzguncuk,Çamlıca,PiyerLoti,Anadolu Hisarı,Rumeli hisarı,Anadolu kavağı,Rumeli kavağı,Bozdoğan,Ömerli,Poyraz köyü,Akbabası,Şile si,Ağvası,say say bitmez bu gün en güzel yerlerden Allahın bir lutfu sanki dama taşları gibi denizin ortasına yerleştirmiş yaratan sonbaharın en güzel bir günün de doyasıya gezdik dolaştık En büyük adayı Büyük adayı sahil ler ini,koylar ını araba yasağının ömür boyu olması dilerim ne güzel faytonla gezmek o tarihi ve eşsiz köşkler hepsi ayrı bir sanatkarın elinden çıkmış gibi çam ağaçları içinden etrafı seyrederek Ayı Yorgi kilisesine patika yoldan yokuş yukarı tırmanıp tepeden İstanbul diğer adaları ve Marmara denizinin seyrine doyum olmayan güzellikleri seyrettik eşim ve ben gönlümüzce güzel bir gün geçirdik inşallah temennim adaların bu güzelliklerini betona çevirmezler bizden sonraki nesilde bu güzelliklerini görmek nasip olur..
NECDET KONYA