6 Ocak 2021 Çarşamba

 Günaydın değerli dostlar kardeşlerim

İstanbul şairin dediği gibi
yedi tepesi var yedisi de birbirinden güzel
altın bir gerdanlık takmış boynuna
seyreylesin dillere destan güzelliğimi
Görenler bir daha dönüp baksın diye
Bende baktım o hayran olduğum güzelliğe
Gökyüzünün denize vuran mavisini
Bir balıkçı teknesiinden atılan balığı kapma savaşında
minicik gözleri ile arayan
kanat çırpan martılara
Baktıkça içim açıldı
ruhum huzura kavuştu
güzel şeyler düşünmek de yasak oldu
İstanbul ah güzel İstanbul
Taşı toprağı altın diye geldiğimiz İstanbul
Görünmeyen bir varlığın esiri olan İstanbul
Seyretmeyin güzelliğim der gibi hırçınlaştı
Siz gördükçe baktıkça betona çevirdiniz
kirlettiniz beni diye feryat ediyor
Acaba gördüğüm göreceğim
son güzellik mi
sormadan edemedim kendime
Bu sabah uyandığım da
güne güzel başlamak isterdim
sabah ilk ışıkları vursun odama
Güzel bir güneş ısıtsın iliklerimize kadar
Kasım ayının ortası bir pazar günü
baktıkça gökyüzüne
Yüreğimi rehin aldı kapkara bulutlar
Aydınlık beklerken umutlarım karardı
Rabbim kabahatli olan Bizler miyiz
Bir bir yolcu ediyoruz
Ya sen çok seviyorsun
Ya biz çok kabahat işledik
Elmalar armutları birbirine karıştırdık
O elma mı tek suçlusu
Adem oğlunun kovuldu cennet den
Oysa çoğumuz uyduk
şeytan dediğimiz görünmeyen varlığa
Bir görünmeyen varlık daha çıktı ortaya
Adını covıd-19 koyduk
Ne farkı kaldı şeytandan
O da görünmeden alıyor
Topluyor insanları birer birer
bir gayya çukuruna atıyor
Arkasından ne bir şehadet
Ne bir helallik vedası bile yok
Sonumuz hep böylemi olacak
endişeli gözlerimiz
Yarab nerede ilahi adaletin
Sapla saman birbirine karıştı
Kötülerin yaptıkları iyiler üzerine kaldı
Bitsin artık bu kargaşa kaos
Kötülükler görünmeyen varlıklar yok olsun
Dünyamız ve ülkemiz
Barış içinde sevgi içinde yaşasın
İstanbulu seyredeyim yine
camlıcanın tepesinden
Çengelköy de simit alayım
Kanlıca dan yoğurt
Aşiyandan geçelim emirganda bir çay içelim
Rumeli fenerinden Karadenizin hırçın dalgaların seyredelim
Yarattığın güzellikleri için şükredelim
Doğayı korumaya söz verelim
Mutluluk ve huzur gelsin
İstanbul'a ve ülkeme
Bu karabulutlar kaybolsun
Güneş bizi yeniden ısıtsın
Sağlık ve mutluluk tüm canlılarla olsun 💐💞🇹🇷🤗
Necdet KONYA..







 


Bir şiir yazdım
Birileri okumuş
Kim lan bu moruk
Dökmüş çöpleri ortaya
Şiir diye yutturmaya kalkıyor
Şuna bak yaşına bak
Sevgiden bahsetmiş
Aşk dan dem vurmuş
Sen kim sevgi aşk kim
Gönül bu ota da konar
Eh işte anla başka şeye de konar demişsin
Hepsine gübre derler
İçinden ne güller çıkar koklamaya doyamazsın
Ne orkideler çıkar bakmaya doyamazsın
doyamazsın deyince aklıma geldi
moruk şiirinde İstanbul dan bahsetmiş
Sanki 3 göbek den İstanbullu
Orhan Veli den dem vurmuş
Sen kim Orhan Veli kim
O cebinde beş para olmadan sevmiş sevdiğini
İstanbul için o genç yaşında
Bırakmış sevgisini taşına toprağına
Sen kim ahmak yarış eder durursun
Kah ondan kah bundan dem vurursun
kapmışsın bir iki kelime
Bize şiir diye yutturursun.
Ne gramer var ne imla var yazdıklarında
ne bir ahenk
Çala kalem girmişsin
Çorba mı içersin mübarek
Ne virgülün var ne noktan
Birbirinin sırtına dizmişsin satırları
benzemiş tren katarına
sana göre güzel oluyor yazdıkların
Kaza yaptı senin trenin
sözcükler birbirine karıştı
Ne bir ünlem❗ var
Ne bir soru? İşaretin
Yazdıklarında
Freni boşalmış kamyon
Gibi yokuş aşağı koyverip gitmişsin
yüklemişsin o kadar yükü
nasıl duracak diye düşünmemişsin
Bak tosladın duvara toslar gibi
Gitti güzelim koskoca asırlık çınar ağaçı
arkasında yanan tarihi Vaniköy camisi
Neden benim başıma geldi diye sorarsın
Cevap bulamazsın
Yemişsin onca haltı çare bulamazsın
Nasıl dersin
Niçin dersin
Sana sormuşlardı
Sen kimsin diye
Ne işin var bilmediğin yerde
Her bulduğun göle dalarsın
Dibi derindir göremezsin
Bir hayatın var yaşar giderdin
Otur oturduğun yerde
Ne karışırsın elin etlisine sütlüsüne
Pisi pisine boğuldun gittin
memnun oldun mu
Bir daha gelsen yine yaparsın öylemi
Sen ihmal olmaz bir bunaksın
Öyle görüp bakıp
Öyle okudular gençler
Oysa bir zamanlar
Bizlerde sizler gibi idik
Güler eğlenir gezerdik
Dalga geçer günü gün eder
Tepeden bakar kim lan bu moruk
ne anlatıyor derdik
Oysa bu moruk senin gençliğin
Bir gün gelip senin de göreceğin akıbetin
Evlere hapsetmişsin olmadı
demir parmaklık ardına atmışsın
Yazmasın da ne yapsın bu moruk
Dünya denilen kavanoz dipli dünyada
Bir gün gelecek düşüp kırılacak
Bari sizler kırmayın
İki güzel söz söyleyip gönlümüzü alın
Çok mu bir şey istedik be evlat
Yüzümüzde bir tebessümü çok görürsünüz i
İyi bak resmime
Arkamdaki Çınar ağacaına
Bahar geldi yeşile döndü
Yaz geldi çoştu büyüdü
Rüzgarla sallandıkça
Dünyayı ben yarattım sandı
Sonbahar geldi sarardı soldu
Kışa dönen havada kızıla döndü
Kış geldi döküldü yaprakları çırılçıplak kaldı
Neler oluyor demeye kalmadan
Bir ayaz vurdu bir soğuk
Dondu kaldı bağrına kurşun saplanmış gibi
sarsıldı devrildi
Bu onun hayata son bakışı oldu
Ne farkı var gençler her canlının
bir ağaç gibi ömrü var
Hayat bu acısı ile tatlısı ile yaşayıp gideceğiz
Baki kalan bu kubbede bir ses bir nefes
bir güzel tebessüm bıraktım sa arkamda
ne mutlu bu bana deyip el sallarım sizlere
Kalın sağlıcakla 🤗
Necdet KONYA..











Günaydınlar

Sosyal medya
Hepimiz kitapları bıraktık
paylaşımlara bakıyoruz
Resim güzel mi
Bu gün ne giymiş
Nereye gitmiş
Ne yemişler
Yanındaki kim
Çok paylaşım yapana
İçimizden yorum yaparız
Görmemiş ne olacak
Gezmediği yer kalmadı
Nerede bunun kaynağı
Birde yazı yazmış
Şair sanki mubarek
Şiirde yazmış
Aman kim okuyacak
Bir şeye benzese bari
Gelelim konunun özüne
Sözün güzeline
Resimler güzel mi
Bir kere de olsun
Güzelmiş diye yorum yaptın mı
Yazdıklarımı hoşuna gittimi?
Bir kere de okusan
Yazacağın üç şey
Beğendim
Beğenmedim
Eh işte güzel ama
Aması nedir
Ne bir açıklamanız var
Ne bir yorumunuz
Sosyal medya adı
Sosyalleşme paylaşma
İyi de olsa kötüde olsa
Acısı ie sevinçleri paylaşım yeri
Görsel ve yazılı medyada
Görmediklerimizi duymadıklarımızı
Sosyal medya dan öğreniyoruz
O kadar çok insan var ki
Kalbi ile ruhu ile paylaşım yapan
Bir devrimci önderlik yapanlar
insanların hakkını savunanlar
Ah akılsız başımı çala kaşık yazar dururum
Uzattıkça niye okumuyorlar diye sorarım
Biliyorum ama yazıp duruyorum
Beğenseniz de beğenmeseniz de
Hepinize teşekkür ediyorum
Can yoldaşıma okuyorum
Saçmaladın oluyor yorumu
Ne diyeyim ben böyleyim
İçimden geleni yazıyorum
Yaradılanı seviyorum
Yaratan varlık dan dolayı
Sevgi ve saygıdır duygularım
Tüm dost ve kardeşlerime
sağlıklı güzel günler diliyorum
Beni seni tüm alemi yaratan Rabbimden
Hoşçakalın ve mutlu olun ☀️❤️🕊️💐🤗

Necdet KONYA..





 


BİR MASAL ANLATILIYOR HEPİMİZE
YÜZYILLARDIR DİNLİYORUZ
AMA ANLAMIYORUZ



Yaşadığımız dünyamız atıklar ve harikalar yoksulluk ve bolluk dünyası
gizemlerin saklı olduğu her köşesinde ayrı bir güzelliğin olduğu dünya
diğer yanda doymak bilmeyen bir hırs ile insanların şirketler fabrikalar kurduğu dünya
Dünya’nın her köşesini ticaretini yapmak için şirketler
çok büyüyen her yeri istila ettiler fabrikalarla
dağlara,tepelere,ovalara tarım alanlarına yetmedi denizlere kurdular
petrol ,plastik , ve kimyasal sanayi tesisleri
Atıklarını derelere nehirlere akıttılar oradan denizlere denizdeki yaşayan canlıları yok ettiler
Teknoloji ve elektronik ortamda her şey önümüze gelir oldu
fark ettik ki insanlar birbiri ile konuşmayı sohbet etmeyi unuttu
Elimizde bir telefon sosyal medya denen büyülü bir girdap içine aldı bizleri..
Çocuklarımızın elinde bile bir telefon var
Bebeklerimiz çocukluğuna kadar televizyonlar da
bin bir çeşit çizgi filimler esiri oldular
büyülenmiş gibi izliyorlar
çocuklarımızın geleceğini istila altında.
fabrikalar bacalarından çıkan zehirli gazlar
yeşilin asfalta döndüğü yollar
beton bloklara çevirdiğimiz çocukların oynayacak park kalmayan şehirlerimiz
çocukların da oynayacağı sokak da arabalarla daireler çizip dönüp dolaşıyoruz
inanmayın gelişmiş sanayileşmiş ülkelerin doğayı kirletmeyen araçlar ürettik demelerine
Neden o zaman petrol çıkan ülkeleri istila ediyorlar
Tonlarca bomba yağdırdılar şehirlerin üzerine çoluk çocuk demeden
milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine sebep oldular
Mağdenlerde çiğerlerini paramparça ederek çıkardığı değerli taşlar
Bir kaç milyon zenginine süs olsun diye vizonları,tilkileri kürkü derileri için soyulan canlılar
Denizleri plastik artıkla doldurduk deniz canlılarına yaşam alanı bırakmadık
kumar oynadık sarhoş olduk sigara içtik eroini keyif veren hapları çocukları alıştırdık
Dünyayı yöneten bir milyon zengin ve lobileri üzmemek için
bizleri yönetenler ölümlere sessiz kaldılar
Gözünü para hırsı bürümüş lobilerin kurbanı oldu korumasız tüm canlılar
2020 yılında yeni bir virüs çıktı insanoğlunun karşısına
İnsanoğlunu hasta etti ölümler başladı
yönetenler hepimizi evlerimizde kalmalarımız öğütlediler
Fabrikalar uçaklar arabalar çalışmadı,
Dünya birkaç ay nefes aldı
insanın müdahalesi olmadan yaşadı doğadaki diğer canlılar
Evlerimiz de kaldığımız süre için de aileler çocukları ile ilgilenir oldu oyunlar
Akraba ve dostlar arandı
sosyal mesafe geldi maskeler takıldı
insanların şapur şupur birbirlerini öpmeleri
Eğlence merkezleri kapandı
tıkış tıkış yürümek
seyahat etmek
denize girmek
taziye ziyaretlerinde bulunmak
aklınıza ne kadar kötü yaşam tarzı varsa yok oldu
Dünya iyileşiyor diyorduk düşünüyorduk
Bazen iyi olmak için hasta olmamız gerekir
kim bilir bir yeterince inanırsak belki bazı hayallerimiz gerçek olur
kötü insanların hırs ve güç için dünyayı sürüklemekte oldukları korkunç sondan önce
çocuklarımızın yaşamlarına ipotek altına aldıklarını görürler iyiliğe yönelirler diyorum
ama nafile insanoğlu iflah olmayacak duyguları var
unutmak olanı biteni çok çabuk unutmak gibi bir kötü huyu var
yüzyıllardır değişmeyen kaderi
7 milyar insan dört gözle aşı bekliyor
zannediyor ki aşı bizi koruyacak kurtaracak
bizler doğayı kirletip çöplüğe zehirlemeye devam ettiğimiz sürüce
insanoğlu dışında yaşayan tüm canlıların doğal yaşamlarını yok ettikçe
yaşadığımız dünya da var olan virüsler gibi gözle görülmeyen varlıklar
bizlere hatırlatacaklar kendilerini
kimse düşünmeyecek bir ilahi varlık bizleri uyarıyor
biz insaoğlunu ama anlayan yok hala anlamıyorsun seni yaratan olan bir varlık olduğunu hissediyorsun ama onun uyarılarına dikkat edemiyorsun insanoğlu
Çok değil tüm dünya ile birlik de ülkemiz de yaz aylarında kısıtlamalar kaldırıldı
insanlar seyahat etmeye sokakları doldurmaya
dünya ticareti tekrar eski seviyesine çıkmaya başladı
çünkü dünya büyüklerine bağlı lobilerin baskısı başladı
AVM ler açıldı uçaklar,fabrikalar,yollar yine arabalarla doldu
Dünya ve Türkiye eski kirli yaşamına geri döndü
yaklaşık 1,5 ay önce vaka sayısı 800 kişi 21 kasım 2020 tarihinde 5500 kişi yi buldu
Sağlık bakanlığının verisi ile Dünya ülkelerinin verileri arasında fark var
Avrupa da ,Amerika da ,Rusya da ,İran da vaka sayışları 10.000 ile 50.000 arasında
Türkiye gibi 85 milyonluk bir ülkede vaka sayısı 5.500 doğru mu?
Yaşadığımız dünya yok olmaya doğru hızla ilerliyor
insanoğlunun büyüklerin lobilerin kötülüğün paranın hırsın gücünü durduramazsa
bizleri gelecek de hiç de güzel bir dünya beklemiyor
Nubiru gezegenini yok olmak dan kurtarmak için dünya ya gelen Annukiler gibi
bizden sonra dünya da yaşayan insanlarımız
yeni gezegenler aramaya gidecekler
bulurlar veya bulamazlar bilemem ancak
Öldük den sonra bir ebedi yaşamın var olduğu bir yaşam merkezi
Semavi kitaplarda isimleri geçen diğer adı ile cennet ve cehennem
Semavi kitaplarda yazılanların gerçek mi olduğunu düşünüp duracağız
Dünya da yaşadığım süre için de doğayı ve canlıları korumak için
Elim den gelen gayreti gösterdim ve göstermeye çalışacağım
yazacağım konuşacağım anlatacağım ..
Necdet KONYA..



Rüyalar hayatın gerçek yüzünün
sanal yüzü parelel evrene geçiş yolu
Köyüm güzel köyüm
Söylendim durdum sabaha kadar
Orda bir köy var o köy bizim köyümüz
Gitmesek de kalmasak da
o köy bizim köyümüz diyerek uyandım
Güneş cama vuruyor ışıl ışıl
Gel bana ısıtayım seni diye
Hayat bu gün varsın yarın yoksun
Şehirden uzaklaştık saklı göle geldik
Köylerin bile neşesi kaybolmuş
Bu günler zor günler elbet gececek
Bir nebze olsun içimdeki
köyüme özlemimi giderdim
Köyümün yerini tutmasa da
O köy bizim diyerek gezip dolaştık
Doğaya seslenip teşekkür ettik
Rabbimize şükrettik
Bir güzel günü nasip etti bize diye💐🇹🇷🤗
Necdet KONYA..
@ Şile Saklıgöl - Karamandere















 Günaydınlar

Aralık ayı aralasın kapımızı
Aralanan kapıdan içeri
Sağlık girsin şifa girsin
Virüsler Kötü ruhlar
Çıksın gitsin hayatımızdan
Tertemiz karşılamak için yeni yılı
Bir acı kahve içmeyi erteleyelim
İki çift laf etmeyelim yüz yüze
Bir birimizin yüzünü görmeyelim
Bırakalım düğünü bayramı taziyeyi
AVM leri manevi kapalı mekanlara girme
Alış veriş yapma kardeşim
Maskelerimizi takıp kalabalık dan uzak duralım
Yeni yıla sağlıklı olarak
şifa bulmuş olarak girelim
Yoksa giden geleni aratır olur
Virüsler ocağımızı söndürür
Geçmişinde ders almayan geleceğini göremez olur
Ocak söndük den sonra ne desek boş olur
Okudunsa yazımı kendine bir ders çıkar
Bilime güven muska ve üfürüğe boş ver
Sağlıklı kalmak için aklını kullan tedbirli ol
Takdirini ilahi varlık verecektir
Varsa içeğimiz bir yudum su, bir nefes
Takdirini verecektir yaratan varlık
Son noktamız olsun Aralık
Tüm insanların ocağı tütsün
Sağlıklı ve mutlu yaşamları olsun🤲 💐💞🕊️🤗
Necdet KONYA...




 İSTANBUL’UN YENİ VE ESKİ YÜZÜ

ATATÜRK ARBORETUMU
11 Aralık 2020 bu gün Cuma bu gün için dünden plan yaptım yine İstanbul’un güzel bir köşesini Atatürk Arboretumu görelim değişen bir şeyler var mı diye
Bostancı dan çıktık çıktık trafik yoğunluğu Boğaziçi köprüsü kıpkırmızı yoğun gösteriyor Fatih sultan Mehmet köprüsünü tercih etmemizi tavsiye etti navigasyonumuz
Cuma günü saat 11.30 ve her iki köprü yolları araç yoğunluğundan adım adım gidiyoruz
Tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde covıt-19 virüsü nedeni ile pandemi kuralları ve kısıtlamalar var
Düşünüyorum dün akşam vaka sayısı Türkiye de herkes biliyor İBB başkanı İstanbul da 200 kişi yaşamını yitirdiğini söylüyor bu kadar insan sokak da ise İstanbul’un dirisi de ölüsü de bitmez
İstanbul beton yığınına dönmüş yollar araçlara yetmez olmuş nüfusu 16 milyona doğru gidiyor Gebze-Çorlu arası her taraf yerleşim yeri olmuş
32 km yolu 55 dakika sürdü Atatürk Arboretumu varmamız Yaşam tam hızı ile sürüyor
İlk ziyaret ettiğim tarih aklıma geldi 1990 yılında oğlum 8 yaşında kızım 3 yaşında bir Pazar günü gelmiştik
Değişiklik var mı derseniz Fatih Sultan Mehmet köprüsü 2 sene olmuş açılalı yollar bomboş du maslak da bir oto sanayi ve yol boyu birkaç fabrika hatırladığım şimdi devasa alışveriş merkezleri oteller zinciri oluşmuş gökdelen kent oluşmuş
Arboretumu gelince giriş kapısı modernize edilmiş elektronik girişler konmuş
Diğer bir değişiklik yolun karşısına Ormanın doğal yapısı bozulmadan yapılan araç park yeri .
Hafta arası olmasına rağmen otopark dolu yüzlerce insan gezmeye gelmiş
Arboretum nedir derseniz bilinen ağaç parkı, esasen ağaçlar ile ağaççık ve çalı gibi diğer odunsu bitkilerin yetiştirilmesine adanmış botanik bahçesidir.
Müze park nedir, tarihçesi nedir burada neler görebilir, neler yapabilirsiniz,
Böyle bahçeler bilimsel araştırma ve gözlemler için kullanılmakla birlikte, çeşitli canlı ağaç türlerinin derlemini barındıran birer müzedir
Hatta Belgrad’daki piknikçiler ile yan yana olmasına rağmen mangal dumanı ve futbol oynayanlara maruz kalma stresi yaşamadan gidebileceğiniz bir yer.
1949’da İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi profesörü Hayrettin Kayacık tarafından böyle bir arboretumun yapılması teklifi ortaya atılmış.
yaklaşık 296 hektarı kaplıyor şu an. 1959 ve 1961 yılları arası Sorbonne Üniversitesi’nin botanik bahçe denetimcisi Camille Guinet, arboretumun içindeki yollar ve planlarla ilgili çalışmalar yapmış. Fakat finansal sorunlar nedeniyle bu ağaç parkının yapımı tahmin edilenden çok daha uzun sürmüş. Arboretum 12 Temmuz 1982 tarihinde aynı zamanda adını da aldığı Mustafa Kemal Atatürk’ün 100. doğum yıldönümünde açılmış.
Arboretum, Türkiye’deki en geniş soğanlı bitkiler ve odunsu bitkiler koleksiyonuna sahip bir müze konumunda.
Müze, yedi kıta için yedi parsele ayrılmış. Her parselde, o kıtaya ait bitki türleri ve ekolojik unsurlar bulunur.
Atatürk Arboretumu bünyesinde üç gölet, şeflik binası, kaynak suyu çeşmeleri, tuvalet, patika ve parkurlar bulunur.
İstanbul’da oksijen seviyesi en yüksek yerlerden biri arboretumdur.
Bu park aslında bir müze de olduğu için koruma amaçlı çeşitli sınırlandırmalar ve uygulamalar var.
Dolayısı ile bir örtü serip kitap okumak, ya da bisiklete binmek gibi bir niyetle gitmeyin, izin verilmiyor.
Burayı 1 saatlik hoş bir yürüyüş gibi düşünmekte fayda var.
Evcil hayvanların arboretuma girişi kesinlikle yasak.
Yani buraya köpeğin veya kedin ile giremezsin
Atatürk Arboretumu’na yiyecek ve içecek sokmak kesinlikle yasak.
Kapıda çantan kontrol İçeriye sadece bebek maması ve su sokabiliyorsun.
İçeriye profesyonel fotoğraf makinenle girebilirsin, tripod varsa ticari amaçlı çekim yapacağın varsayılıyor ve ücret talep ediliyor.
Artan ziyaretçi sayısına bağlı olarak, doğal bitki örtüsüne zarar vermemek ve kirlilik yaratmamak amacı ile içeriye uçurtma, bisiklet, top gibi şeyler de sokulmuyor.
Ben eşim kızım ve torun ile birlik de güzel bir gezme ve bilgi edinme oldu bizim için o günkü doğal güzelliği muhafaza edilmiş yıllardır inşallah bu durumda rahatsız olup da bozmazlar
Malum Belgrad ormanları içine yapılan villalar keza Fatih Ormanı içindeki park orman Bahçeköy kemerin etrafındaki yerleşim doğal güzelliğin içindeki çirkinlikler
Arboretrum içindeki aşağı göletin etrafında bulanan ağaçların vuran gölgeleri ile çekilen muhteşem resimler hatıra ve anı olarak kalacak yukarıdaki büyük gölet yaşanan kuraklık nedeni ile nerede ise kurumak üzere
Arboretrum dan çıktık Bahçeköy Kemerden Sarıyer çayırbaşına indik sağda solda asırlık çınar ağaçları hala var bozulmamış orman içi yol gidiş geliş tek şerit olması ama manzara çok güzel düzlüğe doğru organizasyon şirketlerinin kır evi ve park yerleri yapılmış ama pandemi nedeni ile kapalı
Çayırbaşına doğru yol genişletmişler çiftli araç trafiğine uygun yapılmış bir de Çevreyolu bağlantı ve tünel bağlantıları yapılmış..
Biz boğazdan gidelim dedik çayır başından Kalender ordu evine kadar sahil boyu araç ve insanlarla dolu oltasını kapan boğazın kenarına sırlanmış mesafe hak getire saat 16.00 olmuş çocuklar deniz kenarlarında
Tarabya.İstinye yi ve Emirganı yoğun trafikle geçtik her zaman olduğu gibi boğaz kapalı diye Balta limanından Fatih sultan Mehmet köprü bağlantı yolları tıkalı köprü tıkalı ..
İstanbul’un 2020 yılı hafta arası bir günü iyiki Cumartesi-Pazar sokağa çıkma yasağı gelmiş İstanbul bir nebze nefes alır diyorum ..
En iyisi tavsiyem hafta arası İstanbul’a yakın doğa ve yeşilin bol olduğu Şile,Ağva,Riva,imrenli,sofular,sahilköy,kabakoz yerlere gitmek Anadolu yakasında oturanlar için
Sağlıklı ve mutlu yarınlar dilerim tüm dost ve arkadaşlarıma ..
Necdet KONYA