MANDELA NIN BİYOGRAFİSİ
Nelson Rolihlahla Mandela ya da kabile adıyla Madiba (d. 18 Temmuz 1918 - ö. 5 Aralık 2013), Güney Afrikalı Anti Apartheid(ayrımcılık karşıtı) aktivist ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk siyahî devlet başkanı. 1994'te ilk defa tüm halkın katıldığı seçimlerde devlet başkanı seçilmiştir. Yönetimi, Apartheid'ın mirasının dağılmasına, ırkçılığı engellemeye, fakirlik ve eşitsizliğe odaklanmıştır. Siyasi görüş olarak Demokratik Sosyalist olan Mandela, Afrika Ulusal Konseyi siyasi partisinde 1990'dan 1999'a kadar parti başkanlığı yapmıştır.
Mandela, anti-sömürgeci ve anti-apartheid görüşü ile uluslararası beğeni topladı ve 1993'deki Nobel Barış Ödülü, Amerika Birleşik Devletleri Başkanlığı Özgürlük Madalyası ve Sovyet Lenin Nişanı da dahil olmak üzere 250'nin üzerinde ödül kazandı. Güney Afrika'da "Ulusun Babası" olarak görülür
********************************************************************************
MANDELA İLE A.ÖCALANI AYN KEFEYE KOYAN KAFALAR
·
Ragıp ZARAKOLU
(Hagop Meghabart Yaşam Boyu Onur
Madalyası[4] Jeri Laber Uluslararası Yayınlama
Özgürlüğü Ödülü[5]Asur Kültür Ödülü[6] ^ Zarakolu"na özgürlük ödülü Ermenistan'dan Ragıp Zarakolu'na Onur Madalyası.)
·
Aldığı ödüller den kimler için çalıştığı belli bir yazar köşe yazısında
A.ÖCALAN özgürlüğne kavuşmalı tıpkı MANDELA gibi insan biraz düşünür ondan
sonra karşılaştırma yapar Yazısında bazı alıntılar yapmış Türkiye de bazı
siyasiler hapis cezalarından kurtulmuş bu gün Başbakanlık,milletvekili ve Meclis
başkanlığı dahi yapmış(ÇİÇEK) gibi Benim bu okuduğum yazın dan dolayı senin yazamısın
çizermisin nesin bilmiyorum sen Mandela ile A.ÖCALAN ı nasıl bir tutarsın
MANDELA 27 sene hapiste yatmış verdiği mücadele haklı olduğu tüm dünya
tarafından tescil edilmiş tüm dünyanın siyasi baskısı sonucu özgürlüğüne
kavuşmuş ülkesine Cumhurbaşkanı seçilmiş A.ÖCALAN 1970 yıllardan Ermeni ve Siyonistler
tarafından Türkiye yi bölmek için Kürt
vatandaşlarını kandırarak dağa çıkmış Suriye devlet başkanı Hafız ESAD ve RUSYA
tarafından desteklenmiş yıllarca Suriye ve Irak da kamplardan terörist
yetiştirmiş bir terörist başkanı 20 sene
yatmış şimdi özgürlük istiyor yazısında bu yazar öncelikle sen MANDELA ile A.ÖCALAN ‘ı kıyaslama çünkü
MANDELA nın toplumu renginden dolayı ikinci sınıf vazifesi görüyordu köle gibi
kullanılıyordu seçme ve seçilme hakkı yok,araçları,okulları,çalışma yerleri
ayrı çoğunluk olduğu halde azınlık muamelesi görüyorlardı MANDELA nın toplumu
sırf renginin renginden dolayı beyazlar tarafından her türlü eziyeti gördükleri
halde silahlanıp dağa çıkmadılar Aynı topraklar içinde Türk ve Kürt diye
ayırdıkları çocukları birbirini öldürmesine göz yummadılar tüm protesto
hareketlerini meşru zeminlerde yaptılar toplantı ve gösteri yürüyüşleri ile
dünya ya duyurdular insanlar orda da öldüler ama Türkiye deki gibi elini silah
alıp masum insanları,öğretmenleri,doktor ları öldürmediler,iş makinelerini
yakmadılar okudukları okulları,sağlık kuruluşlarını yakmadılar,askeri
karakolları basıp uykusunda uyuyan askerleri öldürmediler,yola mayın döşeyip
sivil insanları öldürmediler canlı bomba ile halkın arasına karışıp sivil
insanları öldürmediler mezra basıp sivil insanların evlerini kurşunlamadılar
daha yazayım mı Bir de utanmadan MANDELA ile A.ÖCALANI bir tutuyorsun daha da
ileri gidip Che Guevera dersiniz yakında özgürlük ve barış timsali yaparsınız
Kürt toplumu Türkiye de baskıya maruz kalmış 12 eylül döneminde baskı görmüşler
Kürtler seçme ve seçilme hakkı yok mu idi,otobüslere trenlere 2 mevki demi
bindiler uçaklara alınma mı okullara
kabul edilme di mi Kürtler bu gün
Türkiye nin her tarafında ayni vatandaşlık hakkına sahip değil mi şu andaki parlemontada
kaç tane Kürt asıllı milletvekili var Kürtlerle ,Türkler birbirlerinden kız
alıp vermemiş mi beraber iş yapmamışlarmı nedir zorları bu gün Amerika 55
eyalet var hepsinin Ortak dili ayni dili kullanmak zorundalar çünkü kanunlar
birleşik devletin menfaatleri diye başlıyor ortak andını kullanıyor Amerikanın
bağımsızlığı üzerine and içiyorlar sizler istedi diye andımız kaldırıldı
okullardan; sen bur da ne istiyorsun özgürlük Özgürlük için Mandela ile
A.ÖCALAnı bir tutuyorsun 50.000 kişi birbirine kırdıran ve hala onun
uzantılarının yaptıkları yıkımlar ölümler devam ederken hani çok korktuğun Türk
askeri susturulmuşken sen pervasızca olaylarına devam ederken nereye gidiyorsun
bağımsızlığını ilan etmeye giden bir toplumun liderini dışarı çıkartmak için
yazıyorsun o lider dışarı çıksın desteklediği toplumla birlikte ülkeyi bölüp
bağımsız bir devlet kursun sonra ne olacak ondan sonra sana ödül veren Ermeni
toplumun doğu Anadolu ve Karadenizin birkısmını kapsayan toprak isteğine mi
gelecek sıra sonra ne olacak Lazlar ve rumlar ortak Rum Pontus devletini mi
kurucaklar ben bu kadarcık aklımla senin ve senin gibi düşünenlerin fikrini de
zikrini de biliyorum Yazıklar olsun sizlere bu memleketin ekmeğini yiyip suyunu
içip havasını soluduğunuz için sizlerden nefret ediyorum sen ve senin gibiler
Türkiye Cumhuriyeti topraklarına yakışmıyorsunuz sözlerimi Atatürk’ün sözleri
ile bitiriyorum NE MUTLU TÜRKÜM diyene.
Necdet KONYA
*******************************************************************************
Not:Yazının aslı www.evrensel.net adlı siteden Ragıp ZARAKOLU yayınlanmıştır aşağıdayazıdan alıntılar var isteyen okuyabilir
RIZA KARAKOLUNUN YAZISIN DAN ALINTILAR.
Kürdistan İşçi Partisi
Lideri Abdullah Öcalan’a Özgürlük kampanyası dünyanın her tarafında devam
ediyor.
12 Eylül askeri diktatörlüğünün siyasi yasaklı kıldığı bütün liderler ‘80’li yılların sonuna varmadan siyasal haklarını kazandılar; başbakan, başbakan yardımcısı hatta cumhurbaşkanı bile oldular.
İslami ya da milliyetçi kökenli, şiddet hareketleri ile geçmişte bağı olanlar, daha sonra siyasal haklarını kazanıp, milletvekili ve bakan bile oldular. Hatta Çiçek gibi parlamento başkanı bile olabildiler.
1980’li yıllarda, Nelson Mandela’nın savunmalarını yayımladığımda, zindandaydı. Kitabın ilanını yine zindanda olan İsmail Beşikçi’nın resmi ile birlikte verdiğimi hatırlıyorum.
1970’li yıllarda ise, Güney Afrika’daki özgürlük hareketini belgelerinden bir seçki hazırlamıştım, Yöntem Yayınları için. “İç sömürge” tanımlamasının altını çizmiştim.
Abdullah Özcalan’ın mahpusluk yılları 20. yıla yaklaşıyor. Bu artık sona ermeli.
Tıpkı Nelson Mandela’nınki gibi. Onun mahpusluk yılları 25 yılı bulmuştu.
Onun serbest kalışı, kalıcı bir barışı getirdi ardından.
Ama bu kararı almak Güney Afrika Beyaz siyaseti açısından bir cesaret örneği idi.
Yıllarca “terörist” olarak tanımladığı bir özgürlük hareketinin önderini serbest bırakmak kolay bir iş değildi.
90 gün gözaltı süresi tanıyan, böylece işkenceyi zirveye çıkaran ırkçı Apartheid rejimi, dünya kamuoyunun net tavır alması sonucu çöktü.
General Kenan Evren 90 gün sınırsız “işkence özgürlüğünü” Türkiye’ye taşıdı. Bütün bir sol nesli yok etmekle öğündü. Solu “hortlatmamaya” ant içti. Ermeni sözcüğünü lügatlardan ve ansiklopedilerden bile silmeye kalktı. Kürtçeyi yasaklayan özel bir yasa çıkardı. Bu dünyada örneği olmayan bir uygulamaydı. Kenan Evren diktatörlüğünün oluşturduğu otokratik sisteme karşı “ilk kurşunu” Kürt özgürlük hareketi sıktı.
12 Eylül askeri diktatörlüğünün siyasi yasaklı kıldığı bütün liderler ‘80’li yılların sonuna varmadan siyasal haklarını kazandılar; başbakan, başbakan yardımcısı hatta cumhurbaşkanı bile oldular.
İslami ya da milliyetçi kökenli, şiddet hareketleri ile geçmişte bağı olanlar, daha sonra siyasal haklarını kazanıp, milletvekili ve bakan bile oldular. Hatta Çiçek gibi parlamento başkanı bile olabildiler.
1980’li yıllarda, Nelson Mandela’nın savunmalarını yayımladığımda, zindandaydı. Kitabın ilanını yine zindanda olan İsmail Beşikçi’nın resmi ile birlikte verdiğimi hatırlıyorum.
1970’li yıllarda ise, Güney Afrika’daki özgürlük hareketini belgelerinden bir seçki hazırlamıştım, Yöntem Yayınları için. “İç sömürge” tanımlamasının altını çizmiştim.
Abdullah Özcalan’ın mahpusluk yılları 20. yıla yaklaşıyor. Bu artık sona ermeli.
Tıpkı Nelson Mandela’nınki gibi. Onun mahpusluk yılları 25 yılı bulmuştu.
Onun serbest kalışı, kalıcı bir barışı getirdi ardından.
Ama bu kararı almak Güney Afrika Beyaz siyaseti açısından bir cesaret örneği idi.
Yıllarca “terörist” olarak tanımladığı bir özgürlük hareketinin önderini serbest bırakmak kolay bir iş değildi.
90 gün gözaltı süresi tanıyan, böylece işkenceyi zirveye çıkaran ırkçı Apartheid rejimi, dünya kamuoyunun net tavır alması sonucu çöktü.
General Kenan Evren 90 gün sınırsız “işkence özgürlüğünü” Türkiye’ye taşıdı. Bütün bir sol nesli yok etmekle öğündü. Solu “hortlatmamaya” ant içti. Ermeni sözcüğünü lügatlardan ve ansiklopedilerden bile silmeye kalktı. Kürtçeyi yasaklayan özel bir yasa çıkardı. Bu dünyada örneği olmayan bir uygulamaydı. Kenan Evren diktatörlüğünün oluşturduğu otokratik sisteme karşı “ilk kurşunu” Kürt özgürlük hareketi sıktı.
Türkiye’de siyaset
kilitlenmiş bir vaziyette. Bunu açacak olan ise, Kürt sorununun adil,
demokratik, siyasal çözümü. Onun anahtarı ise aynen Mandela gibi, Kürdistan
İşçi Partisi Lideri Abdullah Öcalan’ın önce konumuna uygun bir eve alınması;
sonra gerekli siyasal ve yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra, siyasal
haklarının iadesi olacaktır.
Türkiye’nin normalleşmesi ve kalıcı
demokratikleşmesinin önünü açmanın başka yolu yok.
Kürdistan İşçi Partisi liderine, Abdullah Öcalan’a özgürlük!
Kürdistan İşçi Partisi liderine, Abdullah Öcalan’a özgürlük!
DİYE YAZMIŞ BU YAZAR OLAN
TÜRKİYE DE YAŞAYIP KİMİN İÇİN ÇALIŞTIĞI BELLİ OLANLARDAN BİRİSİ.