Günaydınlar değerli dostlarım
Nisan ayını nişanlılık geçirilen günlere benzetirim
Her ikisi de her türlü fırtınayı barındırır içinde
Bir gün bakmışsın günlük güneşlik
Ertesi gün rüzgar yağmur fırtına göz gözü görmez
Nişanlılık da öyle değil mi erkek sevdiği kızı tanımak ister
kız evi naz evi sıkı sıkı tembihler
Zannedersin boks maçına çıkacak kızları
yanına da muhakkak küçük kız kardeş veya erkek kardeşi kancalı iğne gibi takar peşine
akşama bir bir bütün olan biteni anlatacak
Erkek ister el ele gezmek alı al olmuş yanaklar ile
ilk sözcükler arkasından kaçamak bakışlar
gözlerin işine bakıp derinliklerinde kaybolmak ister derin iç çekişler içinde
kız biraz çekinir gibi olup uzak durunca
April 5 i fırtınası çıkar sanki
buz gibi rüzgar çıkar aniden
Nisan ayı mı nişan ayı mı anlamazsın
Yürüdükçe yeni açan çiçeklere bakarken içlerindeki fırtına diner
O masum sıcak bakışmalar başlar kız da tedirgin olmuştur
Tekrar aynı fırtına içine yakalanmamak için karşılık verir
Ele ele tutuşulur küçük bıcırığın müdahalesi de işe yaramaz
Nisan ayının bana hatırlattığı nişanlılık günlerinden kalan anılarım
Dün İstanbul da güzel güneşli bir gündü
Bostancı Küçükyalı arası sahildeki
Sakuya ağaçlarının bembeyaz ve kırmızıya çalan çiçekleri
Yeni nişanlı olduğumuz günlerimizi anımsattı
İkimizin de yaşı kemale erdi
Çoluk çocuk torunlar zamanın nasıl geçtiğini anlamadık
Bir arkadaşım paylaşmış uzun uzadıya
60 yaşında neler yapmamız gerektiğini
Biriktirdiğimiz parçacıkları ve birikimi yaşlılıkta harcama zamanı imiş
Kullanıp keyfini çıkarma zamanı imiş
Biz de biliyoruz öyle güzel yaşamayı
Bizim için söylenmemiş o laflar
Avrupalı Amerikalı veya Kanadalı için yazılıp söylenmiş
Bizim ülkemiz Ortadoğu ile Avrupa arasında sıkışmış kalmış
Kafalar ve zihniyet Ortadoğulu
Bir dilim ekmek bir hırka felsefesi ile doldurulan beyinleri yöneten dini tacirlerinden bizlere fırsatmı kalıyor
12 yıl önce emekli olduğum zaman küçük bir Avrupa turuna gidebilirdik
10 senelik vize aldığımız Amerika ya
2014 yılında 8 sene önce gittik
İyi ki gitmişiz bir daha çok zor
Son 10 yılda birikim de kalmadı bu enflasyonla bu fiyatlarla emekli maaş ile bırak ev almayı yaşam sürdürmek bile büyük başarı
12 milyon emekli varmış ülkemizde
emekli bir an önce ölsün maaşı evi barkı bize kalsın diyen hayırsız evlat gibi
devlet her yıl enflasyon karşısında emekliyi enflasyon altında ezdiriyor
emekli ne yapsın birikimleri varsa kullanıyor
İstanbul da ve büyükşehirler de yaşıyorsa ek iş peşinde yoksa hepten mahvolmuş
Kadere razı olup köşemize çekilip ölümü bekleyin diyor devletş idare edenler çok beklerler ben ve eşim fırsat vermeyiz
Mizaçımıza ve karakter yapısına uymaz
biz ikimizde isyankar asi bir ruha sahibiz
hayatla hep mücadele içinde olduk ve hep kazandık
bu günleri de atlatacağız diyoruz
öyle birileri gibi 2050 ve 2071 yıl zombiler gibi yaşamak gibi bir idealimiz yok
Bizim idealimiz ve yapmaya gayret ettiğimiz
tanrının yarattıkları güzellikleri görmek denizi doğayı gezmek çiçekleri koklamak böcekler ve kuşlarla sohbet etmek
Rabbim bize can’la cansu’yu vermiş onların canlarından birer sevgi tomurcukları sunmuş
Onlarla hayatın tadını çıkarmak var iken neden onlardan kendimizi soyutlayalım
torunlarımızla birlik de olmak duyguların en güzelini yaşamak
seversen seni de severler ve sevilirsin gülersen gülerler ve güldürürler
Bu gün mutluluğu deniz kenarında Sakuya ağaçları altında rastladık kendimiz den bir şeyler bulduk
Biz mutlu olduk sizlerin de küçük dokunuşlarla mutlu ve sağlıklı bir ömrü birlik de geçirmek için zamanlarınız olmasını isteriz
bizim düşüncemiz son nefesimize kadar el ele gönül gönüle birlik de yaşamı sağlıklı olarak paylaşmak
sevgiler saygılar sağlıklı yaşamlar dileriz tüm dostlarımıza
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder